Главная Случайная страница


Полезное:

Как сделать разговор полезным и приятным Как сделать объемную звезду своими руками Как сделать то, что делать не хочется? Как сделать погремушку Как сделать так чтобы женщины сами знакомились с вами Как сделать идею коммерческой Как сделать хорошую растяжку ног? Как сделать наш разум здоровым? Как сделать, чтобы люди обманывали меньше Вопрос 4. Как сделать так, чтобы вас уважали и ценили? Как сделать лучше себе и другим людям Как сделать свидание интересным?


Категории:

АрхитектураАстрономияБиологияГеографияГеологияИнформатикаИскусствоИсторияКулинарияКультураМаркетингМатематикаМедицинаМенеджментОхрана трудаПравоПроизводствоПсихологияРелигияСоциологияСпортТехникаФизикаФилософияХимияЭкологияЭкономикаЭлектроника






Bir babanın acıları nasıl dindi?





_ Salih Beyin ibretli intibahı ve dönüşü duyulunca, bu konuda çok mektup aldım. Bunların bir kısmı müjdeli haberlerle doluydu. Aşağı­ya alacağımız mektup, bunlardan birisidir.

Mektup, bir emekli edebiyat öğretmeni tarafmdan, oğlumı inkar ve isyan bataklığmdan kurtaran bir gencc yazılmıştır. O mektup, ibret olsun diye bana da gönderildi. Aşağıya nlıyazıyorum:

"Iki gözüm, değerli yavrum,

"Tanımadığınbir imzayla alacağın bu mektup karşısında şa­şıracağını biliyorum. Zira ben de sizi tanıımyorum. Tahmin ediyorum ki, hayatınızda ilk defa böyle bir mektup alıyorsunuz.

"Sözlerime kendimi tanıtmakla başlayacağım. Ben emekli edebiyat öğretmeniyim. Yaş olarak değilse de, ruh olarak çok bitik ve ihtiyarım. Bir yandan meslek hayatımın sona erişi, öte yandan hanımın vefat edişi, diğer yandan da hayatırnın gayesi zannettiğim evlatlarımın hayırsız ve bedbaht çıkmaları, çok az adama nasip olan çile ve ıztırapları da beraberinde getirdi. Daha başka bir ifadeyle canavar hayvanlar karşısında titreyen bir çocuk gibiyim. Ve ağlıyorum evladım, hem de her gün...

"Büyük olan onlar mı, ben miyim? İnan ki bilemiyorum. "Büyük oğlum doktor. Almanya'ya gitti. Ben onu unutmadım, ama o beni unuttu. Ne mektubu var, ne de selamı. Onun küçüğü hakim, isminden bile bahsetmekten korkuyorum. Kı­zım ise, yüz karalığın en iğrencini yaparak, iki yıl önce bir gençile gitti, gidiş o gidiş...

"Değerli evladım! Sen baba yüreğini bilir misin, bilmem, ama evliUlarının ihanetine uğrayan bir ihtiyarın duyduğu sancıyı

asla duyamazsın. Teselliye ve hizmete muhtaç bir insanın böylesine bir acıya gark olması, en insafsız insanları dahi ürpetir

değil mi? Ama benimkilerini asla... "Bu acı dertleri unutturan, alçaklığın en korkuncunu bile ben­den esirgemeyen en küçük oğlumdan bahsetmek istiyorum.

"Bu yıl fakülte son sınıfta okuyor. O sizi tanıyor, aynı sınıftaymışsınız. Gayesi, hayvanlar gibi yaşamaktan başka bir şey

değil. Gayr-i meşru hünerleri bir şeref telakki eder. Sefahat topluluklarını adım adım takip eder. Haya, namus, merhamet ve

saygı gibi ulvi hisler, ona göre adi ve değersiz şeylerdir. Ona oğlum demeye utanıyorum. Zaten o, asırlık maddi varlığımı

eritti. Ne zaman onu ikaz etmek istemişsem, ya kötü sözünü işitmişim, ya da dayağını yemişim. Hele beni bir cani gibi dövüp kolumu kırdığını unutamıyorum. Günlerce inledim. Kapımı açıp beni doktora götürecek bir dost da gelmedi. Teselliyi

hep ağlamakta buluyordum.

"Paramın bittiğini anlayınca, sırtımdaki yeni pardesüyü çıkarıp satmak istedi. Yalvardım: 'Evladım, bari bunu yapma' dedim. 'Soğuk odada yatıyorum, ihtiyarım, dayanamıyorum' dedim. Fakat son derece sert ve ağır hakaretleriyle karşılaştım.

"Adeta kainat başıma çökmüştü. iliklerime kadar titredim.

Koynumda bir evlatdeğil, bir yılan büyütmüşüm meğer.

"işte evladım, ben bu acı hayatın çarkları arasında eriyen zavallı birisiydim. Sevmek, gülmek ve huzur denen şeylerin adını

bile unutmuştum. Fakat olacağa bak sen:

geldi, kendini kollarıma attı. Gözlerinden yanaklarına doğru akan yaşlar, çenesinden aşağı doğru süzülüyor, sarsıla sarsıla

ağlıyordu:

"'Affet babacığım,' diyordu. 'Her şeyi unut, dünyaya yeniden geldiğimizi farzet, her şey yeniden başlayacak' diye feryat1a

koparıyordu.

"inanın, hayal görüyorum, zannettim. O anda ben de kendimi kaybetmiştim.

"Okulda sizinle tanıştığını söyledi. Bir akşam, kaldığınız evde misafir etmişsiniz. Kendisine hayatın ve insanın gayesini anlatan Risale-i Nur adlı eserlerden pasajlar okumuşsunuz. Ona öyle bir tesir yapmış ki, anlatmakla bitiremiyor. Şimdi o eserleri beraberce okuyor ve namazlarımızı birlikte kılıyoruz. Tam ola rak huzura erdik, ruhumuz sevinç dolu. Baba olduğumu yeni anlıyor ve Allah' a şükrediyorum.

"Evladım, sizlere nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Allah, sizler gibi imanlı gençlerin sayısını artırsın. Hizmetiniz çok kudsi yavrum. Bundan daha büyük bir hizmeti insanlık tarihi gösteremez. Cehennem hayatı yaşayan bir insana Cennet hayatını tattırmak, tarifi mümkün olmayan bir kıymettir. Eğer şu anda servetim olsa, hepsini de bu hizm'etiniz uğruna sarf ederdim.

Allah, sizlerden ebediyyen razı olsun. "Dualarınızı bekler, gözlerinden öperim.

5.4.1984 Emekli edebiyat öğretmeni Kemal KÜÇÜKARSLAN

Risale-i Nur imdada yetişti

Bir gün soğuk odamda, yorganıma sarılmış, dertlerimle baş başaydım. Kapı yavaşça açıldı. içeriye o girdi. Her zaman kapıyı tekmeleyerek açar ve büyük bir hışımla içeri girerdi. Koşarak

Bir Mektup:

Date: 2015-10-18; view: 289; Нарушение авторских прав; Помощь в написании работы --> СЮДА...



mydocx.ru - 2015-2024 year. (0.005 sec.) Все материалы представленные на сайте исключительно с целью ознакомления читателями и не преследуют коммерческих целей или нарушение авторских прав - Пожаловаться на публикацию